Kendine Özgü Üslubuyla : Devekuşu Kabare
Nedir bu kabare? Devekuşu Kabare tiyatrosunu hatırlayanınız var mı? Ben Devekuşu Kabare'yi yalnızca Youtube'tan izleyebildim. İzledim, izledim ve tekrar tekrar izledim... Çok sevdiğim bir tiyatro türü olduğu için konu hakkında ufak bir araştırma yaptım. Sizinle paylaşmak isterim. :)
Türkiye’de kabare tiyatrosu deyince akla Haldun Taner, Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Ahmet Gülhan geliyor. Bu dörtlü, ortak olarak 1967’de Devekuşu Kabare Tiyatrosunu kuruyor.
İlk olarak kabare tiyatrosunun ne olduğundan başlayalım. Kabare tiyatrosu, güncel sorunları alaylı bir dille ele alıp taşlayıcı ve iğneleyici bir üslupla halka sunan tiyatro türüdür. Monologlar, danslar, skeçler ve vurucu diyaloglar ile göndermeler pekiştirilir. Sistem eleştirisi ve düzene karşı çıkışın tiyatrosudur. Bunu alaylı bir şekilde sergilediği için deyim yerindeyse seyirci 'ağlanacak haline güler'. Skeçler zeka, mizah ve biraz da küstahlık barındırır. Konular genellikle günceldir; günlük siyasal ve ekonomik durumlar seçilir. Yergi ve taşlama sanatının inceliklerini temel hareket noktası alır. Yani güler yüzlüdür ama ciddiyetinden de ödün vermez.
Türkiye’de ise kabare tiyatrosu denemeleri Haldun Taner tarafından 1960'lı yıllarda yapılmıştır. Taner'in yazdığı Bu Şehri Stambul ki adlı oyun 1962'de farklı tiyatroların oyuncuları olan gönüllü sanatçılar tarafından Gen-Ar Kulüp'te sahnelenmiş ve çok ilgi görmüştü. Bu ilk deneyim için Taner şöyle demiş: “Açık oturumlar yapılan Gen-Ar Kulüp’te maaşlı kültür yöneticisiydim. Bundan istifade ederek burada ilk kabare tiyatrosu denemesine giriştim.
Bu ilk denemeden sonra 1965 yılında Haldun Taner, Vatan Kurtaran Şaban adlı oyunu yazdı. Ardından 1967 yılında Metin Akpınar ve Zeki Alasya'ya birlikte tiyatro kurmayı önerdi. İkili kabul etti ve ardından aralarına Ahmet Gülhan'da katıldı. Böylece Devekuşu Kabare tiyatrosu kuruldu. 1960'lı yıllarda Türkiye'de toplumun tepkisizliğine bir gönderme olarak topluluğa "Devekuşu" adı verildi
Vatan Kurtaran Şaban oyunu, Kültür Müsteşarlığına atanan Şaban Efendi’nin odağında dönen skeçlerden oluyor. Topluluğun ilk oyunu olan oyun Sıraselviler’deki Kulüp 12’de sergiledi. Zamanla Kulüp 12 Devekuşu Kabare tiyatrosunun ünlü yeri haline geldi.
Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun temel oyuncuları Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın popülerliği zamanla arttı. Kabare Tiyatrosu küçük gruplar halinde oynanan bir tiyatro türüydü ancak, ikilinin farklı yerlerden olan hayranları salonları doldurmaya başlayınca 150-200 kişilik salonlar yetmemeye başladı. Talebi karşılamak için büyük salonlarda oyun oynanmasına karşı çıkan Haldun Taner, Ahmet Gülhan ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu'ndan ayrıldı.
1981-1982 sezonunun sonunda Devekuşu Kabare, Uluslararası Sanat Gösterileri ile birlikte Büyük Kabare Müzikali'ni gerçekleştirerek çok daha büyük izleyici kitlelerine seslendi. Projenin içinde başta Ajda Pekkan olmak üzere birçok ünlü isim yer alıyordu.
“Ortaklığın kitabını yazdık desek doğrudur, aslında bütün insanlar ortaktır. İki kişinin ortak olamamasının nedeni art niyetleridir. Dünyada sevginin üstünde bir şey zaten yok. Her canlı bu sevgiyi alır, bitki de alır hayvan da alır insan da alır. Bizim zeki ile kaderimiz biraz müşterekti. Birbirimizle anlaşamadığımız konularda volümümüzü açmamışızdır, o yüzden ortaklığımız sürmüştür”
Metin Akpınar, yakın bir zamana kadar gerek Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nden, gerek Zeki Alasya ile dostluğundan gerek hayat görüşünden bahsettiği hoş bir sohbetle seyircisiyle buluşuyordu. Bunun yanında yine yakın zamanda “iyi ki yapmışım” isimli belgeselle sevenlerine serüvenini anlattı..
'Metin Akpınar ile Muhabbet' söyleşisine giden biri olarak söylüyorum ki: büyülendim... Metin Akpınar gibi bir insandan hayata dair öğütler almak, geçmişini dinlemek ve sohbetine dahil olmak benim için muazzam bir deneyimdi.
Tiyatronun, vazgeçilmezi olduğunu söyleyen Akpınar, "Biz Kabare Tiyatrosu'nu kurduğumuzda yıl 1967'ydi. Biz orada oynayarak piştik. Yeniden bir yapılanmayla yeni bir Kabare Tiyatrosu kurulacak. Ben hem tiyatroyu hem sinemayı severek yapıyorum. Ben bu hayatımdan çok memnunum, keşke dediğim hiçbir şey yok. Dünyaya bir kez daha gelsem yine ben olmak isterdim. En büyük isteğim Kabare Tiyatrosu Müzesi kurmak.. Orada hayatını kaybeden Kabare Tiyatrosu sanatçılarının anılarını yaşatmak ve hologram yöntemiyle yüzlerini, seslerini göstermek istiyorum" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum Gönder